17 Nisan 2024
İstanbul medeniyeti... Hangi yönden, hangi uçtan, hangi kenar ve hangi köşesinden tutulacak olsa, sanki muhteşem bir rüyâ, bir tılsım, bir vecîze gibi insanı kavrayan, ürperten, derinden derine hükmeyleyen bir sihirdi. Bir mâcerâ, bir kıvam, bir terkip, bir eşsiz şahlanıştı. Bu, nasıl muvâzeneli ve işlenmiş vahdetçi bir rûhun yarattığı âlemdi ki, îman maddede konuşur olmuş, kesâfetten boşalıp billûrlaşmıştı.